Ana SayfamızİletişimMİdyat şehrikartminKardeşlikKARTMİNYUSUF BABAMahkeme sonucları Ismail muhtarKartmin harıtasıForumZiyaretçi defteriSayaçSAYFALARIMdava hakındaTarihMidyat tarihiSULEYMAN CELEBİLeben in Midyatdas leben in kartminANNEMrusca diliInsanlıkmardınmardinmezopotamyamezopotamya ve ilk insanlar ve medeniyet tarihitarihi ve midyatmezopatamyada yaşayan uygarlıklarkartmin tour İnsanlığın tarihi milyonlarca yıllık bir gem0069şe uzanmaktadır. Tarihin o006b eski dn0065006dlerinde ağa 006bovukları ve mağaralara sığınan ilk insanlar, son derece g 006b006f0026#351;ullar altında yaşıyorlardı. Bu dn0065006dlerde iklim koşulları sertti. İnsanların yaşamlarını sr006400720065bilmeleri ii006e yiyecek bulmaları ve vahş 0068ayvanlardan korunmaları gerekiyordu. Taştan yaptıkları aletlerle avlarını para006cıyor, avladıkları hayvanların derilerinden giysi ve barınaklar yapıyorlardı. Ateşin bulunması, insanlık tarihi ii006e n0065006dli bir dn006d noktasıdır. İnsanlar, ateşi kullanarak soğuğa dayanabilmiş, alevlerin aydınlık bir ortam sağlaması nedeniyle mağaralarda barınabilmiştir. Ateşi yemek pişirmek amacıyla kullanan insanlar, bu yn00740065mle kendilerine yeni besin kaynakları yaratmıştır. Ayrıca, ateşin aydınlatıcı işlevinden dolayı, avlanmak ve g 0065debilmek ii006e gn006500260023003351; ışığına bağlı kalmaktan kurtulmuşlardır. Tekerleğin bulunması da yine bu dn0065006dlere rastlar. Taş Devrinin en belirgin simgesi olan tekerlek, insanlığı uzay a0026#287;ına taşıyan buluşların başlangıcı olmuştur. Daha sonra sertleşen iklim koşullarına uyum sağlayamayan pek o006b hayvan tr002c00200079eryz006e00640065n silindi. Kuzeyden gelen buzullar tm00200064006eyayı sardı. Ancak insan, zeks0026#305; ve d&0023003300350031;n006d006500200067c002000730061yesinde, bu sert iklim koşullarında bile, kendi tr006e0020devam ettirebilmeyi başardı. İnsanın beden yetenekleri sınırlıydı. Fakat, son derece gelişmiş bir beyin gc002000760061rdı. Bu g 006900790069 kullanıldığı zaman, posttan da pene0064en de dişten de s0074006e0064.000d000a000d000aM.. 4 bin yıllarında Cill0026#305; Taş Devri başlamıştır. Bu dn0065006dde insanlar, taştan; balta, keser ve a0070a yapmayı başarmışlardır. Cill0026#305; Taş Devrinin en by006b00200062uluşu ok ve yaydır. Ok ve yayın birlikte kullanılması, insanın ilk kez birbirinden o006b farklı iki aracı birleştirerek kullanmayı d&0023003300350031;n006500620069006cdiğini gs00740065rir. Ayrıca, yine bu dn0065006dde tarım dn0065006dine gei006cmiş ve hayvanların evcilleştirilmesine başlanmıştır. Bilimsel bulgulara gr0065002c evcilleştirilen ilk hayvan kp0065006btir. Daha sonra bazı madenlerin r006500740069006cdiği ve işlenmeye başlandığı gr006cr002e002000260023304;nsanın gr006d0065, işitme ve konuşma gibi faaliyetleri, beyin ve sinir sistemi arasındaki doğal uyumun sonul0061rı olarak ortaya &0023305;kmıştır. İnsanlar, dil yoluyla d&0023003300350031;n0063006500200061lışverişini sağlamış, gn00640065006c0069k yaşamda edindikleri bilgi ve deneyimleri birbirlerine anlatabilmişlerdir. Sanat, tarihin ilk dn0065006dlerinde doğaya egemen olmanın yn00740065mlerinden biridir. İlk a0026#287;larda insanlar duygu, d&0023003300350031;n0063006500200076e zihinsel tasarımlarını sanat yoluyla ifade etmişlerdir. Sanat, eski a0026#287;larda dn00790061006e0026#305;n farklı bl00670065lerinde yaşayan insanların kendilerini etkileyen olayları, yaşadıkları mağaraların duvarlarına i007ameleriyle başlamıştır. Mağara resimleri, insanlık tarihinin ilk sanat eserleri arasındadır. İnsan gr006e&0023003300350031;leri, vahş 0068ayvanlar ve av sahneleri gibi değişik konulardan oluşan bu resimler, o dn0065006dlerde yaşayan insanların gn006c006b0020yaşamlarında karşılaştıkları e0026#351;itli olayları simgeliyordu. Yaşamın bu evrelerinde, al0026#305;k en by006b00200073orun olduğu ii006e, resimlemek ii006e set0069kleri konuların bir bl006d 00610076006c0061dıkları hayvanlarla ilgilidir. Gere006bi0020bir s006c0070006ca betimlenen hayvan resimleri, insanlara avlayacakları hayvanlar karşısında s0074006e006ck0020007600650020gv0065006e00200064uygusu veriyordu. Bu dn0065006dlerde sanat yalnızca resimle sınırlı değildi; mz0069006b00200076e dans gibi ilk sanat dalları da insanların duygularını ifade etme aracı olarak kullanılıyordu. Bu dn0065006dde sanat bir by002000610072acıydı. İlk insanlar, tehlikeli ve anlaşılmaz olarak d&0023003300350031;n0064006b006ceri doğa olayları karşısında by00640065006e n0065006dli bir destek gr0079orlardı. rneğin, ava &0023305;kmadan n00630065 dans ederek ya da yz006c006500720069ni boyayarak avlayacakları hayvanları etkilediklerini d&0023003300350031;n0079006f0072lardı. İnsanlığın gelişim dz0065007900690020arttıka002c e0026#351;itli konulardaki resimler kaya para006carına, mlek, vazo ve tabakların yz00650079006c0065rine yapılmaya başlandı. M.. 3.-2. bin yıllarda, Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan Mezopotamya adı verilen bl00670065de yaşayan Sm00650072002c0020Babil, Asur, Akad ve Elm0020gibi devletler bilim ve sanat alanında n0065006dli ilerlemeler kaydetmişlerdi. Tarihteki en n0065006dli olaylardan biri olan yazının bulunması, bu bl00670065de gere006bleşmiştir. Yazı, yaklaşık M.. 3200 yılında Sm00650072006c0065r tarafından bulunmuştur. Sm00650072006c0065r, şekillerden oluşan i0076i yazısını a006dur tabletler z006500720069006ee yazıyorlardı. Gelişmiş uygarlık dz006500790069006ee sahip bir devlet olan Sm00650072006c0065rde, devlet ve toplum dz0065006e00690020kurallara bağlıydı. Toplumsal yaşamı dz0065006e006c0065yen Hammurabi Yasaları bu dn0065006dde yayınlandı. Daha sonra Fenikeliler, Sm00650072006c0065rin i0076i yazısından yararlanarak ilk alfabeyi oluşturdular. Bu uygarlıklar dn0065006dinde matematik ve astronomi bilimlerinde n0065006dli gelişmeler yaşandı. Babilliler, bir dairenin a0070ını 360 derece olarak hesaplamışlardı. Bir yılı 4 mevsime, bir haftayı 7 gn0065002000610079ıran Babilliler, gece-gn0064007a0020sr006500730069006ei on ikişer saat olarak hesaplamış ve bir saati 60 dakikaya, 1 dakikayı da 60 saniyeye bl006d0065yi başarmışlardı. Yine, Babilliler dn0065006dinde kabartma, heykel, mimar 0076e edebiyat alanlarında n0065006dli eserler verilmiştir. Sm0065007200200064n0065006dinde yazılan, ancak daha sonra Babilli yazarların yeniden dz0065006e006c0065yerek değiştirdiği Gılgamış Destanı, evrensel edebiyatın başyapıtları arasındadır. Bilim ve sanat alanlarındaki gelişmeler, Mezopotamya uygarlığından sonra, doğu toplumlarının yarattığı en by006b00200075ygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı dn0065006dinde de sr006d00260023351;tr002e0020004d0026#305;sırlılar, dinsel inanışları gereği l006ceri mumyalıyorlardı. Mumyalama tekniğinin geliştirilmesiyle birlikte, insan bedeni hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olan Mısırlılar, by006c0065ce tıp biliminin de temellerini attılar. Eski Mısır’da mimarlık by006b00200062ir yetkinliğe sahipti. Mısır piramitleri, Mısır Uygarlığı’nın ortaya koyduğu en n0065006dli mimar 0079apıtlar arasındadır. Ayrıca Mısırlılar, Hiyeroglif adını verdikleri resimli yazıyı bulmuşlardır. Bu dn0065006dde, Mısır’da yılın belli dn0065006dlerinde taşan Nil Nehri’nin e0076resindeki tarlaların yz006500790020lmlerinin hesaplanması gerekiyordu. İşte, geometri bilimi bu hesaplamalar sonucunda doğmuştur. Hint Uygarlığı da Mısır, İran ve Anadolu’da yaşayan diğer uygarlıklar gibi, insanlığın ortak mirasına n0065006dli katkılarda bulunmuştur. Gn0065007900200041sya’da İndus Vadisi z006500720069006ede yerleşen Hint Uygarlığı’nda, tarım, sulama ve hayvancılık a006cışmaları olduka0020gelişmişti. Pamuğu ilk kez Hintliler bulmuştur. Hint matematiki006ceri, insanlığa bugn0020006400650020kullandığımız on tabanlı sayı sistemini sunmuşlardır. Resim ve heykel alanında n0065006dli başarılara sahip olan eski Hintliler, edebiyat alanında da o006b sayıda destan yazmışlardır. Eski in Uygarlığı da bilim, sanat, felsefe ve edebiyat alanlarında n0065006dli yapıtlar ortaya koymuştur. zellikle d&0023003300350031;n00630065002c0020edebiyat ve astronomi alanlarında dikkati e006ben n0065006dli a006cışmalar gere006bleştirilmiştir. Mezopotamya’nın doğusunda bulunan İran Uygarlığı ise, insanlık mirasına mimar,0020heykel ve edebiyat alanlarında başarılı r006e0065kler sunmuştur. Satran 006fyunu eski İran Uygarlığı’nda bulunmuştur. Mezopotamya, Mısır, in, Hint ve İran uygarlıklarındaki sanat, d&0023003300350031;n00630065002c0020edebiyat ve bilim alanlarında yapılan n0065006dli a006cışmalar, daha sonraki dn0065006dlerde ortaya &0023305;kan Yunan ve Roma uygarlıklarında by006b00200062ir gelişme gs00740065rmiştir. Bugn006b00200042atı uygarlığının temellerini eski Yunan ve Roma uygarlıkları oluşturmaktadır. Eski Yunan toplumu bilim, sanat ve felsefe alanlarında l006d0065z eserler bırakmıştır. Yunanca “bilgelik sevgisi” anlamına gelen felsefe, insanın kendisini, doğayı ve toplumu kavrama a0062asıdır. Felsefenin yaktığı ışık, bilim tarafından izlenmiş ve araştırma etkinlikleri farklı bilim dallarının doğmasına yol am0026#305;ştır. İlk sistemli felsefe a006cışmaları Yunan Uygarlığı’nda başlamıştır. İyonya adı verilen bl00670065de (Bugn006b00200026#304;zmir, Aydın illeri ve Ege denizindeki adalar), doğa filozofları olarak adlandırılan bir grup filozof, evrenin bilimsel bir tablosunu ortaya koymak amacıyla, ilk kez eski Yunan uygarlığındaki dinsel gr0026#351;lerden bağımsız olarak eleştirici bir tutum ortaya koydular. Bu a006cışmalar, bugn006b00200061nlamda felsefenin başlangıcı olmuştur. Felsefenin ilk kez eski Yunan toplumunda ortaya &0023305;kmasının en n0065006dli nedeni; bu bl00670065de z0067r bir d&0023003300350031;n006300650020006frtamının bulunmasıdır. Sokrates (M.. 469-399), Plt006fn (M.. 427-347) ve Aristoteles (M.. 384-322), eski Yunan uygarlığının n0065006dli filozofları arasındadır. Bilim alanında, eski Yunanlı d&0023003300350031;n0072006c0065rin en parlak başarıları geometri alanında gere006bleşti. rneğin; M.. 525 yılında, dik g0065006e0065 ait bağıntı teoremini Pisagor (M.. 569-475) buldu. Daha sonra, klid (325-265), geometri biliminin temellerini attı. İlk doğa filozoflarından biri olan Thales (M.. 624-547), 28 Mayıs 585 tarihinde gn006500260023003351; tutulması olacağını bir yıl n00630065den haber vererek halk arasında by006b0020n sağladı. Thales, s0074006e0020geometri bilgisi sayesinde, Mısır piramitlerinin gere006b boyutlarını gl00670065 uzunluklarından yararlanarak sy006c0065yebiliyor, ayrıca denizdeki bir geminin kıyıdan ne kadar uzakta olduğunu hesaplayabiliyordu. Makedonya kralı By006b00200026#304;skender’in fetihleriyle birlikte Yunan kl00740072, Atina dışındaki dn00790061006e0026#305;n değişik merkezlerine taşındı. By006b00200026#304;skender’in seferleri sırasında Mısır ve Mezopotamya uygarlıklarıyla ilk kez karşılaşıldı. İskender’in yanında gt0072d&0023003200380037; 00590075006e0061nlı bilim adamları, gittikleri yerleri her a&0023305;dan inceliyor, z0065006clikle astronomi, matematik, coğrafya ve tıp alanlarında dn00790061006e0026#305;n diğer bl00670065lerindeki farklı bilimsel bilgileri bir araya getirerek karşılaştırmalar yapıyordu. Bu a006cışmalardan elde edilen sonul0061r, bilimsel alanda n0065006dli değişikliklere yol at0026#305;. Bilimde gz006c0065m yapmanın n0065006di ortaya &0023305;ktı. By006b00200026#304;skender dn0065006dinde, Nil Nehri’nin Akdeniz’e dk006cd&0023003200380037; 0079006500720064e kurulan İskenderiye kenti, değişik uluslardan gelen insanların kaynaştığı bilimsel bir merkezdi. İskenderiye’de eğitim gr0065006e bilim adamlarından biri olan Arşimet (287-212), maddenin z0067l ağırlığı, suyun kaldırma kuvveti ve kaldıral0061rla ilgili bilimsel ilkeleri bu dn0065006dde ilk kez ortaya koymuştur. İnsanlığın ortak mirasına yn0065006cik katkılar Roma uygarlığı dn0065006dinde hukuk, edebiyat ve gz0065006c00200073anatlar gibi alanlarda devam etmiştir. Bugn006b00200042atı uygarlığının temellerini oluşturan Yunan ve Roma uygarlıklarına ait bilim ve felsefe a006cışmalarının n0065006dli bir bl006d,00200041006e0061dolu toprakları ie0072isinde gere006bleşti. rneğin; n006c00200068ekim Galen, tıp biliminin temellerini Bergama’da oluşturdu. Plt006fn, Anadolu’nun değişik bl00670065lerine sayısız yolculuklar yaptı. Aristoteles, anakkale yakınlarındaki Assos’ta uzun sr00650020006b0061larak z0065006clikle deniz biyolojisiyle ilgili n0065006dli bilimsel a006cışmalar ortaya koydu. nl 00660069006c006fzof Diogenes, &0023003287;retisini doğup by00640026#287; 0079006500720020olan Sinop’ta ortaya koyarken, atomun yapısını başarılı bir şekilde a&0023305;klayan Demokritos, yaşamını Trakya bl00670065sinde gei0072di. 476 yılında Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla, Batı Avrupa’da by006b00200062ir karışıklık yaşanmaya başlandı. Bilimsel ve felsef alışmaların gerilediği bu dn0065006d, Rn00650073ans’ın başlangıcına kadar sr0064002e0020Orta ağ adı verilen bu dn0065006dde, Hristiyanlık kilisesinin baskıları nedeniyle insanlığın ortak mirasına z0067n bir katkı sağlanamamıştır. Orta ağ, o dn0065006dlerdeki Hristiyanlık dininin katı kurallarının egemen olduğu karanlık bir dn0065006ddi. 1233 yılında Hristiyan din adamları, papalık tarafından kabul edilen dinsel gr0026#351;lerden farklı d&0023003300350031;n0065006e0020006bişileri izlemek ve cezalandırmak amacıyla Engizisyon adı verilen bir r0067t kurdu. Engizisyon, Lt0069nce “soruşturma” demektir. Engizisyon tarafından sorgulanan kişilerden biri de, Padua niversitesinde matematik profesr0020olan Galileo Galilei (1564-1642)’dir. Galilei, 17. yz007900260023003305;lın başlarında, kilisenin Dn0079006100200076e Gn006500260023003351; Sistemi hakkındaki gr0026#351;lerine karşı &0023305;karak Dn00790061002600238217;nın Gn006500260023003351;’in e0076resinde dn0064ğn00200069006ceri sr006d00260023351;t.002000470061006cilei, bilimsel dn0079006100200067r0026#351;n006e0020nemli bir temsilcisidir. Teleskobu ilk kez kullanarak gk0079zn00200067zlemlemiş ve Gn006500260023003351; Sistemi’nin hareket hl0069nde olduğunu ortaya koymuştur. Ulaştığı bilimsel sonul0061rın kilisenin &0023003287;retisiyle e006cişmesi z006500720069006ee, Engizisyon tarafından m0072 boyu ev hapsi cezasıyla cezalandırılmıştır. Bilimsel d&0023003300350031;n0063006500790065 o006b n0065006dli katkılarda bulanan Galilei, doğruları a&0023305;klamaktan hib0069r zamana e006binmemiştir. Orta ağ, Batı uygarlığı ii006e hem toplumsal yaşam a&0023305;sından hem de bilimsel ve teknolojik gelişmeler a&0023305;sından karanlık bir dn0065006d olmuştur. Batıdaki bu durgunluğa karşın, İslm0020alemi, z0065006clikle bilimsel a&0023305;dan altın a0026#287;ını yaşıyordu. Bu dn0065006dde, Arapa0026#8217;ya Lt0069nce ve Yunanca’dan o006b sayıda e0076iri yapılmıştır. İslm0020uygarlığında, dn0065006din bilim adamlarının yaşadığı o006b sayıda e0076iri merkezi bulunmaktaydı. rneğin; Abbas 0048alifesi Harun Reşit dn0065006dinde Bağdat’ta kurulan Dar&00230038003200317;l- Hikmet (Bilgelik Evi) bu dn0065006din n0065006dli e0076iri merkezlerinden biridir. Ayrıca, Şanlı Urfa yakınlarındaki Harran kenti, kitap e0076irilerinin yapıldığı başka bir merkezdi. İslm0020bilim adamlarının ortaya koyduğu bilimsel a006cışmaların en parlak dn0065006di, İslm0020uygarlığının Altın ağı olarak nitelendirilen M.S. 800-1100 yılları arasındaki dn0065006de rastlar. Ms006c006d0061nlar, yalnızca bilimsel d&0023003300350031;n006d006500200067eleneğini sr00640072006dekle kalmamış, bilimsel d&0023003300350031;n00630065006e0069n Avrupa’da yeniden canlanmasında başlıca etken olmuşlardır. Bu dn0065006dde, İbni Heysem (965-1039)’in fizik a006cışmaları, Roger Bacon (1220-1292)’ı by006b0020lde etkilemiştir. O dn0065006dlerde İbni Sina (980-1037), tm002000620069006cim dallarında n0020007900610070mış by006b00200062ir otorite olarak kabul ediliyordu. İbni Sina’nın yazdığı “Kanun” ve “Şifa” adlı kitaplar, Orta ağ boyunca Avrupa’daki okullarda ders kitabı olarak okutulmuştu. Harezm 0028780-850), Farb (870-950) gibi bilim adamları tıp, matematik, geometri ve astronomi gibi bilim dallarında n0065006dli a006cışmalar yapmışlardır. Ayrıca, bir İslm0020filozofu olan İbni R&0023003300350031;t (1126-1198), Aristoteles’in gr0026#351;lerini Batı dn0079006100730026#305;na tanıtmıştır. Ayrıca, matematiğin cebir dalı, İslm0020bilim adamları tarafından geliştirilmiştir. İslm0020bilim adamları, yalnızca bilimsel d&0023003300350031;n006d006500200067eleneğini sr00640072006dekle kalmamış, bilimsel d&0023003300350031;n00630065006e0069n Avrupa’da yeniden canlanmasını da sağlamışlardır. 15. yz007900260023003305;lda İslm0020uygarlığının bilgi birikimi Batı uygarlığına gee0072. Bu dn0065006dde Avrupa’da matbaanın bulunması, bilgilerin yayılmasını sağlamıştır. 1450-1600 yılları arasında, başta İtalya olmak z006500720065002c Batı Avrupa l006b0065006c0065rinde bilim ve sanat alanında yaşanan yenilenme hareketlerine Rn00650073ans (Yeniden Doğuş) adı verilir. Modern bilimsel d&0023003300350031;n0063006500200052n00650073ans Dn0065006di ile başlamıştır. Bu dn0065006dde, sanat ve bilim alanında n0065006dli gelişmeler yaşanmış, insan aklı ve duyguları n00200070ln0061 &0023305;kmış, insanın yaşadığı dn007900610020zerindeki sorunları ve temel değerleri z006500720069006ede durulmuştur. Dn0065006din n0065006dli bilim adamlarından Kopernik (1473-1543), Gn006500260023003351; Sistemi’nin hareketini doğru olarak a&0023305;klamış, yapılan e0076iri faaliyetleriyle klid (M.. 325-265), Aristoteles (M.. 384-322), Galen (129-199) ve Arşimed (M.. 287-212) gibi eski Yunan ve Roma dn0065006dinde yaşamış o006b sayıdaki bilim adamı ve filozofun eserleri Avrupa dillerine e0076rilmiştir. Rn00650073ans dn0065006dinden itibaren insana verilen değer artarak, gn006d007ae kadar gelmiştir. Bu dn0065006dde yaşayan Leonardo da Vinci (1452-1519), yaptığı olağans007400200067z0065006c006c0069kteki tablolarının yanı sıra optik, anatomi ve mekanik gibi bilimsel konularda ortaya koyduğu a006cışmalarla gn006d007ade de gz0020006bamaştırıcı bir değere sahiptir. Raphael (1443-1520) ve Michelangelo (1475-1564) bu dn0065006din diğer n0065006dli sanat&0023305;ları arasındadır. On yedinci yz007900260023003305;lda Aydınlanma ağı başlamıştır. Pek o006b d&0023003300350031;n007200200076e bilim adamının yetiştiği bu dn0065006dde, doğa yasalarının bilimsel temelleri araştırılmıştır. Kepler (1571-1630), Gn006500260023003351; Sistemi ve gezegenler hakkında Kopernik’in elde ettiği sonul0061rı genişletti. Daha sonra bu bulgulardan yararlanan Newton (1643-1727) 1685 yılında yer e006bimi yasasını buldu. Bu dn0065006dde yaşayan Torrie006cli (1608-1647), hava basıncını l006deye yarayan barometreyi icat etti. Fırtınalı havalardan n00630065, barometredeki cıva dz006500790069006ein d&0023003300350031;t&0023003200380037;n002000660061rk eden Torrie006cli, by006c0065ce ilk bilimsel hava tahminini de yaptı. On sekizinci yz007900260023003305;lda bilimsel a006cışmalar devam etmiştir. Bu yz007900260023003305;lda, Lavoisier (1743-1794) modern kimyanın temellerini attı. 19. yz007900260023003305;lda Wund (1832-1920) tarafından psikoloji, Comte (1798-1857) tarafından da sosyoloji bilimleri kuruldu. On dokuzuncu yz007900260023003305;ldaki bilimsel gelişmelerin en n0065006dli z0065006cliklerinden birisi, bilimle teknolojinin yakınlaşmaya başlamasıdır. zellikle bu yz007900260023003305;lın ikinci yarısından sonra, bilimsel bilgi birikimi, gn00640065006c0069k gereksinimlerin karşılanması amacıyla teknolojinin hizmetine girmiş ve teknolojideki gelişmeler yerleşik yaşam bii006dlerini değiştirmeye başlamıştır. rneğin, elektrik konusunda yapılan araştırmalarından elde edilen sonul0061r, hemen elektrik dinamosu ve motoruna, telgrafa, telefona ve diğer aygıtlara dn0026#351;tr006c006dş ve bunların yaygınlaşmasıyla insanların gn00640065006c0069k yaşamı yeni bir anlam kazanmaya başlamıştır. Bilim ve teknoloji alanında r006500740069006de yn0065006cik birer atl00790065 gibi a006cışan lb006fratuvarların kurulması, bu dn0065006din bir başka n0065006dli gelişmesidir. Bu lb006fratuvarlarda geliştirilen r006e006c0065r, fabrikalarda seri olarak r006500740069006cerek halkın kullanımına sunulmuştur. zellikle ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi l006b0065006c0065rdeki ends0074007200690079el gelişim atılımında, araştırma lb006fratuvarları etkin rol oynamıştır. On dokuzuncu yz007900260023003305;lda, farklı bilimsel alanlarda elde edilen bulgulara dayanarak by006b0020aplı bilimsel kuramlar geliştirildi. Rudolf Clasius (1882-1888) tarafından termodinamik, James Clerk Maxwell (1831- 1879) tarafından elektromanyetizma ve Charles Darwin (1809-1882) tarafından da evrim kuramı bu yz007900260023003305;lda ortaya atılmış n0065006dli kuramlardır. Yirminci yz007900260023003305;ldaki bilimsel gelişmeleri değerlendirmek, bilim tarihi006ceri a&0023305;sından olduka0020gt0072002e Bunun en n0065006dli nedeni, bilimdeki gelişmelerin henz002000740061006damlanmamış olması ve henz0020006e0065mi kavranamayan bazı buluşların ileride sağlayabilecekleri by006b00200079ararlılıkları bugn00640065006e0020kestirmenin g 006f006c006dasıdır. Ancak 20. yz007900260023003305;lda insanlığa yn00200076eren en n0065006dli bilimsel gelişmeler arasında; fizik alanında Max Planck (1858- 1947)’ın ortaya koyduğu Kuvantum Kuramı, Albert Einstein (1879-1955) tarafından geliştirilen Gr0065006cilik Kuramı ve astrofizikteki By006b00200050atlama Kuramı gs00740065rilebilir. Bugün 15 ziyaretçi (19 klik) kişi burdaydı!